Sultan II.Abdülhamid Han'a Düzenlenen Suikast Girişimi (Yıldız Suikastı)

Köklü bir geçmişe sahip olan Türk Ermeni ilişkileri 19 yüzyılın sonlarına kadar barış içinde devam etmiştir.

11:07:24 | 2019-11-25
İBRAHİM YEŞİL
İBRAHİM YEŞİL      ibrahimyesil0671@gmail.com

GİRİŞ

     Köklü bir geçmişe sahip olan Türk Ermeni ilişkileri 19 yüzyılın sonlarına kadar barış içinde devam etmiştir. Özellikle Osmanlı Devleti zamanında geniş bir hoşgörü ortamında hayatlarını sürdüren Ermeniler Türk kültür ve hayat tarzını büyük ölçüde benimsemişlerdir. Osmanlı Devleti’nin en üst kademelerinde görev alan Ermeniler devlete olan bağlılıkları ve hizmetleri nedeniyle milleti sadıka olarak adlandırılmışlardır. 1789 Fransız İhtilali ile yayılan milliyetçilik fikirleri Balkanlardaki gayrimüslim unsurlardan sonra Ermenileri de etkilemeye başlamıştır. Özellikle 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı sonunda imzalanan Ayastefanos ve Berlin antlaşmaları Türk - Ermeni ilişkileri tarihinde bir dönüm noktası olmuştur. Berlin Antlaşması’nda Osmanlı Devleti’nde yaşayan Ermeniler ile alakalı şu madde yer almıştır. Bab-ı Ali Ermeni bulunan vilayetlerde mahalli ihtiyaçları gerektirdiği ıslahatı geciktirmeden yapmayı ve Ermenilerin Çerkez ve Kürtlere karşı huzur ve güvenliğini sağlamayı taahhüt eder ve bu hususta alınacak önlemleri büyük devletlere bildirecektir ve söz konusu devletlerde alınan önlemlerin uygulanmasına nezaret edeceklerdir.

    Berlin Konferansı’nda bağımsızlık olmasa da muhtariyet elde etmeyi uman Ermeniler anlaşma sonunda kabul edilen ıslahat maddesinden memnun olmamışlardır. Sultan II. Abdülhamit ise alınan bu kararın uygulanmasının ileride daha büyük sıkıntılara yol açacağını ve hatta Ermenilere muhtariyet veya müstakil bir idarenin yolunu açacağı gerekçesi ile bu kararları kağıt üzerinde bırakma politikası gütmeye başlamıştır.Gerek Abdülhamit’in uyguladığı politika gerekse yabancı devletlerin Ermenilerin yararına büyük ölçüde bir şey yapmamakları

    Ermenileri harekete geçirmiş ve Anadolu’da çıkarılacak olan Müslüman- Hıristiyan çatışması ile Avrupa Devletlerini etkileyebileceklerini düşünmüşler ve bunu sağlamak için cemiyetler kurmuşlardır. Ancak ermeni komitelerinin Anadolu’da yürüttükleri terör faaliyetleri Ermeni Devletinin kurulmasını sağlayacak yabancı bir müdahaleyi gerekli kılacak etki yaratmamıştır. 1904 yılının Ocak ayına gelindiğinde ise Sofya’da düzenlenen Taşnak Komitesinin kongresinde yabancı devletlerin desteğini almak için İstanbul’da büyük eylemler düzenlenmesine ve bunu sağlamak için ise Sultan II: Abdülhamit’e suikast düzenlenmesine karar vermişlerdir. Suikast teklifini kongreye İstanbul heyeti temsilcisi olarak katılmış olan Kristofor Mikaelyan Adlı komite üyesi sunmuştur.

 

Suikastın İçin Yapılan Hazırlıklar

     Kongrede sunulan bu teklifin kabul görmesi sonucunda Mikealyan kızı olarak gösterdiği Rubina Fayn isimli bir başka kongre üyesi ile beraber harekete geçmiş ve ilk olarak Yunanistana giderek suikastın gerçekleşmesi için gerekli olan malzemeleri almıştır. Daha sonra İzmir’e geçerek resmî kurumları inceleyerek plan yapmıştır. Mezkûr komitecilerin 1905 yılında İstanbul a gelerek burada bir apartman kiralamışlar ve suikast çetesine burada kaldıkları sırada 40 a yakın terörist katılmıştır. Suikast için çalışmaya başlayan komite üyeleri suikastı padişaha bomba atarak gerçekleştirmeyi düşünmüşler ve bu yüzden Polonezköy de bulunan Abraham Paşa Korusunda bomba atış denemeleri yapmışlardır.

    Ayrıca bu komite üyeleri Rusya elçiliğinden aldıkları izin ile Selamlık yapılan yere girerek bulundukları yerden Sultan II. Abdülhamit e bomba atılıp atılamayacağını incelemişlerdir. Bu incelemeler sonucunda eylemin bomba atılarak yapılmayacağı konusunda anlaşılmıştır.

    Böylece bomba atılarak suikast düzenlenmesi fikrinden vazgeçilmiş ve yeni planlar yapılmaya başlanmıştır. Yeni suikast fikri Edward Joris’ten gelmişti Joris’in fikrine göre Ramazan ayı münasebetiyle tören için saraydan çıkacak olan padişahın kullandığı yol güzergahına çifter tabancalı iki suikastçının yerleştirilmesi ve padişah geçerken padişahın üzerine kurşun yağdırılmasını ön görmüştür l. Ancak bu fikir diğer komite üyeleri tarafından uygun görülmemiş ve yeni plânlar yapılmaya başlanmıştır. Bir başka plan ise Yıldız ve Dolmabahçe hattında kiralanacak bir daireden Sultanın üzerine ateş açılması kararlaştırılmıştır. Söz konusu hatta Joris tarafından ev kiralanmış ve suikastçılar eylem için hazırlanmıştır. Ancak bu tertipte Sultan II. Abdülhamit in plânlanan günde Çırağan Sarayına Yıldız Bahçesinden gitmiş ve bu tertipte başarısız olmuştur.

      Yukarıda bahsedilen planların sonuçsuz kalması üzerine Mikealyan‘ın planı olan bombalı araba ile suikast kabul görmüştür. Bu plana göre arabaya yerleştirilen saatli bomba Sultan II. Abdülhamit’in Cuma namazını idrak ettiği Yıldız Camii çıkışına yakın bir yere konulacak ve Sultan buradan geçerken patlatılacaktı. Böylece Sultan II. Abdülhamit ve yanındaki devlet erkânı öldürülmüş olacaktı. Bu plana uygun olarak çalışmaya başlayan komite üyeleri daha önceden Sultan II. Abdülhamit in Yıldız Camisine geliş gidiş saatlerini tespit etmek için Mikealyan’ın daha önce katıldığı selamlık törenlerimdeki gözlemlerinden yararlanmış ve cami çıkışı verilen Selam dur! Emrinden sonra Abdülhamit in arabasının bir dakika kırk iki saniye sonra caminin dış kapısına ulaştığını hesaplamışlardır. Bu plana göre saatli bomba Sultan II. Abdülhamit in arabasının çıkış kapısına geldiği sırada patlayacak ve Sultan öldürülecekti.

      Komite üyelerinden iki kişi suikast de kullanılacak olan arabayı tedarik etmek için Viyana ya gitmişler ve buradaki Nesseldorfer araba fabrikasında Viktorya adı verilen arabayı uygun görmüşlerdir. Ancak arabada bazı değişiklikler yaparak özel bir tasarım yapmışlardır. Araba temin edildikten sonra sıra patlayıcıları hazırlamaya ve arabanın içine yerleştirmeye gelmişti. Fransa’dan satın alınan patlayıcılar İstanbul’a getirilmiştir. Patlayıcılar daha sonra arabanın bulunduğu özel ahıra getirilerek arabaya yerleştirilmiştir. Arabanın bu ağırlığı taşıyıp taşıyamayacağını test etmek için Şişli civarında içine taş koyup araba ile deneme sürüşü yapmışlardır.

Suikast İçin Gelen Jurnaller

   Olaydan önce Sultan II. Abdülhamit’e suikast düzenleneceği ile ilgili bir çok jurnal gelmişti. Hata Ermeni komitelerinin Avrupa’da yayın organı olan Pro Armenian adlı bir gazete Sultan II.Abdülhamit e suikast düzenleyeceğini olaydan altı ay kadar önce yazmıştır.

   Birçok kaynaktan Sultan II. Abdülhamit’e suikast düzenleneceği ile ilgili haberler gelmiştir. Anlaşıldığı üzere suikast ile alakalı hükümet bilgilendirilmiştir. Ancak hükümet ve güvenlik güçleri tarafından yeterince tedbir alınmamıştır. Bu nedenle suikastçılar engellenememiş ve gerekli olan malzemeleri temin edebilmişlerdir. 

Bombalı Suikastın Yapılması

        Patlatılmaya hazır durumda olan ve Cehennem Makinesi adı verilen araba 21 Temmuz 1905 Cuma günü Selamlık Töreni için Yıldız Camisine gelen devlet erkânının arabalarının arasına park edilmişti. Teşfirat usulü gereği askeri rical sıralanmış orada bulunan halk ile beraber sultanın gelişini beklemekteydiler. Camiden çıkan Sultan II. Abdülhamit arabasına binmeye giderken Şeyhülislam Cemalettin Efendi ile konuşmak için durmuştur. Konuşma esnasında bomba büyük bir gürültü ile patlamıştır.

    Sultan Abdülhamit patlamanın şiddetinden dolayı önemli bir hadisenin vuku bulduğunu anlamasına rağmen telaş ve korku göstermemiş yanında bulunan mabeyn başkâtibi Tahsin Paşa’ya durumun ne olduğunu sormuştur. Gür bir sesle korkmayınız! Diye iki kez bağırmıştır. Herkes yerinde dursun! Diye seslenmiştir. Sultanın bu halini gören maliye bölümü askerler ve zabitler toplanmış ve eski yerlerine geçmiştir. Arabasının yanına gelen Sultan telaş edilmesin diyerek arabasına binmiştir. Atların dizginini eline alan Sultan olay yerinden Saray’a doğru yola çıkmıştır. Orada hazır bulunanlar geçmiş olsun dileklerini iletmek için yaşa Sultan yaşa anlamına gelen vive Sultan vive diyerek Sultan’a seslenmişlerdir. Abdülhamit ise bunlara tebessümle karşılık vermiştir ve Çit Köşküne doğru yola devam etmiştir.

        Çit Köşkünde Zabtiye Nazırına olayla ilgisi bulunanların yakalanması ve bunların kaçmasının önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını emretmiştir.

Suikast Sonrası Gelişmeler

      Hadise hakkında Sultan Abdülhamit in emri ile soruşturma safhası başlamış ilk rapor Beşiktaş Zabıta Kumandanlığı ve Belediye Müdürlüğü tarafından tutulmuştur. Bu rapora göre saldırı sonunda 26 kişi ölmüş,58 kişi ise yaralanmıştır. Yaralı olanlar Yıldız Etfal ve Gümüşsuyu Hastanelerinde tedavi altına alınmıştır.

     Tahsin Paşanın raporu Abdülhamit e sunması üzerine Abdülhamit bizzat kendisi seçtiği kişilerden olayı soruşturmak için bir komisyon kurmuş ve komisyon başkanlığına ise Nafıa Nezareti Müsteşarı Necip Melheme Paşayı görevlendirmiştir. Komisyon çalışmalarına patlamada ölenlerin kimliklerini öğrenmek yaralıları tespit etmek ve suçluları ortaya çıkarmak için hastanede tedavi görenlerin ifadelerine başvurmuştur.Patlama yerindeki ipuçlarının incelenmesi Tophane Fen Heyeti Başkanı Hurşit Paşa,  Miralay Abdi, Kaymakam İbrahim Ethem ve diğer uzmanlardan oluşan bir heyet yapmıştır.

      Komisyon bir süre daha olay yeri incelemesine devam etmiş ancak suikasta karışanlar hakkında hiç bir şey elde edememiştir. Bu durum Abdülhamit i kızdırmış ve Tahsin Paşa ya komisyonun bir işi beceremediğini suçluların yanlış yoldan arandığını bunun şahsına ihanet olduğunu beyan etmiş ve bunları komisyon üyelerine iletmesini emretmiştir. Bu konuşma bittikten kısa bir süre sonra Başsavcı Cemal Bey Tahsin Paşanın yanına gelerek olayın sır perdesini çözecek bir ipucu elde edildiğini ipucunun ise patlamada kullanılan arabanın markası olduğunu söylemiştir. Tahsin Paşa bu havadisi derhal Sultan II.Abdülhamit e bildirmiş ve Sultan bu havadisten memnun kaldığını Başsavcı ya memnuniyetini bildirilmesini istemiştir.

    İpucundan yararlanarak hareket eden komisyon olayla ilgisi bulunanlardan bazılarını yakalamış ve sorgulamıştır. Bu sorgulamalar neticesinde olayla alakalı kapsamlı bir fezleke hazırlanmıştır.Hazırlanan bu fezlekede elde edilen bilgilere göre teröristlerin Sultan 2.Abdülhamit i öldürmekle kalmayıp yaşanan kargaşadan ve otorite boşluğundan yararlanarak İstanbul’da çeşitli yerlerde bombalı eylemler yapacakları ortaya çıkmıştır. Bu eylemler neticesinde yabancı devletlerin müdahalesini temin etmeye çalışacakları ortaya anlaşılmıştır.  Edward Joris adlı teröristin ifadeleri doğrultusunda hareket eden komisyon özellikle Osmanlı Bankası ve Galata Köprüsü civarında araştırmalarını yoğunlaştırmış ve Osmanlı Bankasının yanında bulunan Voyvoda Hanının altındaki mağazayı hedefleri doğrultusunda kullandıklarını ortaya çıkmıştır.

     Mağazada yapılan incelemeler neticesinde  Osmanlı Bankasına bitişik olan duvarın delinmeye çalışıldığı ve patlatmak niyetiyle bir kara lağım hazırlanmakta iken padişaha karşı düzenlenen saldırının sonuçsuz kalması hasebiyle bankaya düzenlenecek saldırıdan vazgeçildiği anlaşılmıştır.

       Komisyon suikast girişiminin finansal kaynaklarını da araştırmış ve E.Joris in itirafları neticesinde elde edilen bilgiler suikast için parasal kaynakların Amerika, Kafkasya ve Bulgaristan’dan gönderildiği ortaya çıkmıştır. Bu itiraflar Hariciye Nezaretini  harekete geçirmiş ve para transferinde kullanılan bankalar ile resmî yazışmalar yapılarak bilgiler teyit edilmeye çalışılmış ve edinilen bilgiler E.Joris in itiraflarının doğruluğunu ortaya çıkarmıştır.

      Komisyonun incelediği diğer bir husus ise suikast olayına karışanların kimler olduğunun belirlenmesi olmuş ve hazırlanan fezlekede bu isimlere yer verilmiştir fezlekeye göre suikast girişimine 40 kişinin katıldığı ortaya çıkmıştır. Bu teröristlerin bazıları yakalanmış bazıları yurtdışına kaçmış bazıları ise olaydan önce ölmüştür.  

Belçika  İle Yaşanan Kriz

    Soruşturma sonucunda yakalanan teröristlerin mahkemeye sevk edilmiştir. Edward Joris diğer teröristlerin aksine yurt dışına kaçma gereksinimi duymamış ve İstanbul’da kalmaya devam etmiştir.

   Tahkikat sonunda E. Joris’ inde olayla ilgisi bulunduğu ortaya çıkmış ve yargılanmak üzere tutuklanmıştır. Soruşturmanın başında çelişkili cevaplar vermiş olsa da daha sonra bunun işe yaramayacağını anlayarak suçunu itiraf etmiştir. Hatta Fransızca olarak kendi el yazısı ile yazdığı itiraf metnini de komisyona vermiştir.E. Joris’in Belçika vatandaşı olması hasebiyle Belçika kapitülasyonlarda elde ettiği ayrıcalıklara dayanarak sorgulamaya katılma talebinde bulunmuş ve istekleri kabul edilmiştir.

  Daha sonra Belçika yine elinde bulundurduğu haklara dayanarak Joris’in Osmanlı mahkemelerinde değil kendi mahkemelerinde yargılamak üzere iade talebinde bulunmuştur.Ancak bu talep Osmanlı Devleti tarafından suikastın ülkedeki düzeni bozduğu ve suikasta Osmanlı vatandaşlarının da katıldığı gerekçesi ile reddetmiştir. Belçika bu açıklamayı kabul etmemiş ve talebinde ısrarcı olmaya devam etmiştir. Belçika ile yaşanan bu kriz Sultan II. Abdülhamit’in idama mahkum edilen E.Joris’i affetmesi ile son bulmuştur.

Sonuç

  Bir çok etnik unsuru içinde barındıran Osmanlı Devleti Fransız İhtilalı sonucunda yayılan  milliyetçilik akımından etkilenmiş.19.yüzyıldan itibaren parçalanma sürecine girmiştir. Bu etnik unsurlardan birisi olan Ermeniler ise diğer milletlere göre daha farklı bir konumdaydı. Yüzyıllardır beraber hoşgörü içersinde yaşamışlar bu hoşgörü Osmanlı Devleti döneminde daha da artmış Ermeniler millet-i sadıka olarak adlandırılmıştır. Fakat milliyetçilik akımı Ermenileri de etkilemiş ve çeşitli isyan girişimleri baş göstermiştir.  Bu isyanlar ile Avrupalı devletleri Osmanlı Devleti’ne müdahalede bulunmaları için zemin hazırlamıştır.

   Ermeni sorununun uluslararası bir mesele haline geldiği dönemde Osmanlı tahtınsa Sultan II. Abdülhamid vardı. Sultan Abdülhamid Ermeni meselesinde denge siyaseti izlemiş ve başarılı olmuş ve diğer devletlerin müdahalesini engellemiştir. Bu yüzden Ermeniler büyük düşman olarak gördükleri Sultan II.Abdülhamid’i öldürerek ortaya çıkan otorite boşluğundan yararlanarak isyanlar çıkartılacak ve bu isyanlar neticesinde söz konusu devletlerin Osmanlı Devleti’ne müdahalesine zemin hazırlamak istemişlerdir.

   Sultan II.Abdülhamid’e suikast düzenlemek için Ermeni Komiteleri kapsamlı bir plan hazırlamışlar ancak muvaffak olamamışlardır. Söz konusu eylemde birçok kişi vefat etmiştir. Suikasttan önce Osmanlı Hükümetine jurnaller gelmiş fakat bunlar dikkate alınmamıştır. Bu jurnallerden başka Avrupa’da Ermenilerin propagandalığını yapan bir gazetede suikast ile ilgili haber yapmıştır. Ancak suikast girişimi engellenememiş ve olay gerçekleştirilmiştir.

   Olaydan sonra Sultan II.Abdülhamid’in emri ile oluşturulan komisyon olayla ilgili soruşturma neticesinde olaya karışanlardan Avrupa ya kaçamayanları yakalamış ve sorgulamıştır. Olayla yakından ilgili 10 komiteci ile alakalı idam kararı verilmiştir. Ancak bu komite üyelerinden Belçika vatandaşı olan Edward Joris’in cezasını nerede çekeceği sorun olmuş ve Belçika ile kriz yaşanmıştır. Karşılıklı yazışmalar sonucunda kriz çözülememiş ancak Sultan II.Abdülhamid’in Edward Joris’i affetmesiyle kriz sona ermiştir.

   Sonuç olarak büyük devletlerin çıkarları doğrultusunda kullandıkları Ermeniler bağımsız bir devlet kurma hayaliyle Sultan II.Abdülhamid’i öldürmeye çalışmaktan ve bu uğruda masum insanları  öldürmekten kaçınmamışlardır. Amaçlarına ulaşamamaları Osmanlı Devleti’ni büyük bir felaketten kurtarmıştır.




ETİKET :  

Tümü