Mu’cize Nedir?

Mu’cize Nedir? Her Büyük Olay Mu’cize Sayılır mı?

10:46:10 | 2019-11-25
HÜSEYİN CETİN
HÜSEYİN CETİN      h.hoca.ank@hotmail.com

Mu’cize Nedir? Her Büyük Olay Mu’cize Sayılır mı?

             Mu’cize; Arapça bir kelime olan i’caz kökünden  türemiştir.İ’caz;karşıdaki insanı aciz bırakmak demektir.Mu’cize ise,peygamberlik iddiasında bulunan bir müddeinin bu iddiasını ispat için Allah’ın izniyle gerçekleştirdiği olağan üstü olaylara denir.Peygamberlik  iddiasında bulunan peygamberleri, yalanlayan karşı bir cephe her zaman var olmuştur.Bu yalanlayanlara karşı peygamberler akıl üstü olan,pozitif ilimlerle açıklanması mümkün olmayan,karşıdaki insanı aciz bırakacak,onlara meydan okuyacak olağan üstü olaylar göstermişlerdir.Bu meydan okuma tamamen Allah’ın izniyle gerçekleşmiştir.Mu’cizeye Allah’ın kanunlarının yine O’nun izniyle askıya alınması demek te denebilir.Başka bir ifadeyle mu’cize,Sünnetullah’ın askıya alınmasıdır.

          Her peygambere kendi döneminin revaçta olan özelliğine göre bir mu’cize verilmiştir.Çünkü  döneminin o konuyla ilgili en meşhur insanlarını aciz bırakması gerekmektedir.Örneğin Hz.Musa döneminde sihir çok gelişmiş,sihirbazlar da çok değerli insanlar haline gelmişti.Hz Musa’ya sihirbazları bile aciz bırakan daha büyük bir özellik verilmiştir.Allah’ın izniyle  O asasıyla sihirbazları mat etmiştir.Ku’an’da şöyle anlatılır:

-Dediler ki: Onu da kardeşini de beklet; şehirlere toplayıcılar (memurlar) yolla.

-Bütün bilgili sihirbazları sana getirsinler.

- Sihirbazlar Firavun'a geldi ve: Eğer üstün gelen biz olursak, bize kesin bir mükâfat var mı? dediler.

- (Firavun): Evet hem de siz mutlaka yakınlarımdan olacaksınız, dedi.

- (Sihirbazlar), Ey Musa sen mi (önce) atacaksın, yoksa atanlar biz mi olalım? dediler.

-"Siz atın" dedi. Onlar atınca, insanların gözlerini büyülediler, onları korkuttular ve büyük bir sihir gösterdiler.

-Biz de Musa'ya, "Asanı at!" diye vahyettik. Bir de baktılar ki bu, onların uydurduklarını yakalayıp yutuyor.

-Böylece gerçek ortaya çıktı ve onların yapmakta oldukları yok olup gitti.

-İşte Firavun ve kavmi, orada yenildi ve küçük düşerek geri döndüler.

-Sihirbazlar ise secdeye kapandılar.

-"Âlemlerin Rabbine iman ettik" dediler.

-"Musa'nın ve Harun'un Rabb'ine " dediler.

-Firavun dedi ki: "Ben size izin vermeden ona iman mı ettiniz? Bu, hiç şüphesiz şehirde, halkını oradan çıkarmak için kurduğunuz bir tuzaktır. Ama yakında (başınıza gelecekleri) göreceksiniz!

-Mutlaka ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim, sonra da hepinizi asacağım!"

-Onlar da : ''Biz zaten Rabbimize döneceğiz".dediler.

-Sen sadece Rabbimizin âyetleri bize geldiğinde onlara inandığımız için bizden intikam alıyorsun. Ey    Rabbimiz! Bize bol bol sabır ver, Müslüman olarak canımızı al, dediler.(Araf Süresi,111-126)

         Hz.İsa döneminde tıp ilmi çok ileri bir düzeyde idi. Hz İsa’ya doktorları bile aciz bırakabileceği bir özellik verilmesi gerekir ki peygamber olduğunu ispat edebilsin.İşte en mahir doktorun bile yapamayacağı bir özellik olan ölüleri diriltme yeteneği verilmiştir.

 “Allah, ‘Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve anana olan nimetimi an’ demişti, ‘Seni Ruhul Kudüs ile desteklemiştim; beşikte ve yetişkin iken insanlarla konuşuyordun; sana Kitap’ı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğretmiştim. Sen iznimle, çamurdan kuş gibi bir şey yapmış ona üflemiştin de iznimle Uçan bir şey olmuştu; anadan doğma körü, alacalıyı iznimle iyi etmiştin. Ölüleri iznimle diriltiyordun. İsrail oğullarına belgelerle geldiğinde, onlardan inkâr edenler, ‘Bu apaçık bir büyüdür’ demişlerdi de Ben onların sana zarar vermelerini önlemiştim.” (Maide suresi 110)

                 Hz.Muhammed döneminde hitabet,şiir çok önemliydi.Öyle ki her yıl ödülü bol olan şiir yarışmaları yapılır,birinci gelen şiir Kabe’nin duvarında bir yıl asılı kalırdı.Şairler,zengin ve nüfuz sahibi kimselere methiyeler düzerler,şiir okurlar bahşiş alırlardı.Edebiyatın bu kadar revaçta olduğu dönemde peygamberimize de dil ve gramer olarak harikulâde olan bir kitap verilmesi kadar doğal bir şey olamaz.Hz. Muhammed Kur’an ayetlerini okudukça müşrikler,peygamberimiz için bunları kendisi uyduruyor dediler.Kur’an onlara meydan okuyarak mu’cizevi bir özelliğe sahip olduğunu ispat etmiş oldu.Kur’an’da şöyle buyrulur: “

 “Kulumuza indirdiğimiz Kuran'dan şüphe ediyorsanız, siz de onun benzeri bir sure meydana getirin; eğer doğru sözlü iseniz, Allah'tan başka, güvendiklerinizi de yardıma çağırın.”(Bakara,23)

“Senin için: 'Onu uydurdu' diyorlar, öyle mi? De ki: 'Öyleyse onun surelerine benzer uydurma on sure meydana getirin, iddianızda samimi iseniz, Allah'tan başka çağırabileceklerinizi de çağırın.'(Hud,13):

“Yoksa onu (Muhammed kendisi) uydurdu mu diyorlar? De ki: “Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi siz de onun benzeri bir sûre getirin ve Allah’tan başka, çağırabileceğiniz kim varsa onları da yardıma çağırın.” (Yûnus,38)

 

SONUÇ OLARAK;

1. Mucizeyi peygamber gösterse de Allah’ın izniyle olur.“Peygamberin mucizesi” denilmesi, mucizenin onun aracılığıyla olması ve peygamberliğinin ispatı içindir.

2. Mucize peygamberlerde meydana gelir. Peygamber olmayan birisi mucize gösteremez.Dolayısıyla her büyük olay mu’cize değildir.

3. Mucize tabiat kanunlarına aykırı olaydır.

4. Mucize, peygamberlik iddiasıyla birlikte bulunur.




ETİKET :  

Tümü